Burası ‘Antep’ değil ‘Gaziantep’ kardeşim!!..-

Geriye bakarak anladığımız hayatı ileriye doğru adımlar atarak yaşarız...

En yakın geriden başlayalım o zaman...

Sınavı kazanamayan öğrenci için bir yıl,

Seçimi kaybetmiş siyasetçiler için 5 yıl,

Eğitim konusunda patinaj yapan idareciler için 10 yıl,

Sosyolojik değişime uğrayan yerler için 15 yıl,

Dede ve nine olanlar için 20 yıl,

Yaşlandım artık diyenler için 30 yıl geriden gelelim mesela.

Üniversite sınavına giren ve kazanamayan bir öğrencinin bir yıl daha aynı tempo ile çok daha çalışarak sınava hazırlanması gerekir. Telafi edebilir.

Erken değil zamanında seçime hazırlanan bir ülkede siyasetçinin halkın oylarına talip olması için 5 yıllık bir süre gerekir. Politika geliştirir, millete kendini sevdirirse bir siyasetçi 5 yıl sonra kazanabilir. Telafi edilebilir.

Eğitim meselesine kafa yoran ve müfredat belirleyen idarecilerin yol haritasına uyan ve sonuç almak isteyenlerin en az 10 yıllık bir süreci gözden çıkarması gerekir. Eğitim konusunda atılacak olan adımlar en erken 10 en geç 15 yılda meyvesini verir. Telafi edilebilir.

20 yada 25’inde evlenen ve sağlıklı çocuklar dünyaya getiren anne- babalar Türkiye şartlarında 20 yıl sonra nine-dede olur. Mümkündür.

Dede ve nine yani torun torba sahibi olduktan sonra geçen ve eklenen yaşlara bakarak insan yaşlandım diyecektir. Bu da mukadderattır.

Her yaşın ve her anın geriye baktığımızda bize öğrettikleri, tecrübe ettirdikleri vardır. Bunları anlayarak ileriye daha dikkatli adımlar atarak yaşarız.

Bir mesele var ki önümde onu en sona bıraktım.

Sosyolojik değişime uğrayan yerlerde bunu 15 yıl sonunda çok rahat görürüz.

Edinimler, kazanımlar, örf, adet ve ananeler sosyolojik değişimin 15 yılında kendisini yenilmiş, yenilenmemiş-kaybedilmiş şekilde karşımıza çıkartır.

Çok değer verdiğimiz, bize ait dediğimiz bazı gerçeklerimizi unuturuz.

Göçle gelen yaygın nüfusa inat şehrini terk eden insanlar yüzünden kentlilik bilinci, yerli-milli olmanın etkililiğini kaybedebiliriz.

Bildiğim, öğrendiğim ve açıkcası çok rahatsız olduğum bir mesele var.

“Gaziantep 2017 yılından sonra aldığından fazla nitelikli göç veren bir şehir oldu.

Bu beni çok ama çok rahatsız eden bir durum.

Benzeri göçlerin terör nedeniyle bir dönem doğuda yaşandığını hatırlayıp, bugün oralarda var olan nüfus yapısının nasıl devşirildiğini ve süistimal edilerek ayakta tutulmaya çalışıldığını görüyor ve biliyorsunuz.

Gaziantep o yıllarda ve sistematik yapılan bu uygulamada kendini coğrafyada muhafaza etmeyi başarmış, yerli ve milli nüfus yapısıyla üreterek Türkiye’ye örnek ve model olmuş bir şehirdi.

Göç edenlerin yine merkezindeydi.

Bugün şehrimizde doğudan göçle gelmiş, büyük sanayi tesisleri kurup ihracat şampiyonu olmuş kardeşlerimiz var.

O süreci bile Gaziantep fırsata çevirmiş ve bu dinamizmi ile ayakta kalarak herkese örnek gösterilmişti.

2017 yılı öncesine kadar böyleydi.

Suriye savaşının çıkmasıyla birlikte gelen muhacirler meselesi, kentin huzurunu hedef alan terör saldırıları, birlikte yaşama kültürünün geliştirilememiş olması ve daha da kötüsü ne olacağının bilinmemesi yüzünden nitelikli göç vermeye başladık batıya doğru maalesef.

Tehlikeli bir durum olarak görüyorum bunu ben.

Üzerinde ısrarla ve önemle durulması gerektiğini düşünüyorum.

Göç edenlerin neden Gaziantep’i bırakıp gittiklerinin araştırılması ve önlemesi için çalışma yapılması gerekiyor.

Geriye bakarak anladığımız bu hayatı ileriye yanlış adımlar atarak yaşayamayız.

Olması gereken bu sebeplerin iyi analiz edilip, tetikleyici faktörlerin bir an evvel ortadan kaldırılması olacaktır.

Son beş yıldır GAZİANTEP’E ANTEP diyenlerin sayısı arttı.

Bu bile sıradanlaştırıldı.

Önemsizmiş gibi görülmeye başlandı.

Tıpkı aldığımızdan fazla verdiğimiz nitelikli göç gibi.

Ben bu meselenin kentin en önemli sorunu olduğunu ifade ediyor, şehri yönetenlerin sebepler üzerinde bilgi sahini olduklarını biliyor ve hızlı bir şekilde harekete geçmelerini istiyorum.

Giden gitti, gitmek isteyenleri şehirde kalmaları İçin ikna edip Antep’i tekrardan Gaziantep yapmalıyız diyorum.

Kalın sağlıcakla,

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Arif Kurt - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gaziantep Pusula Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gaziantep Pusula Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gaziantep Pusula Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gaziantep Pusula Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.